Haber

Akşener: “İstanbul ve Ankara dahil her yere ayrı ayrı gireceğiz”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçimlerle ilgili, “İstanbul ve Ankara dahil her yere ayrı ayrı gireceğiz. Ben de buna katılıyorum. Şimdi bunu Genel Yönetim Kurulumuza getireceğim.” Akşener, “Altılı masada İstanbul ve Ankara’yı eski ortağınızın partisine kaptırma riskiyle karşı karşıya mısınız?” sorusuna yanıt olarak, “Hepsini riske atıyoruz. Öyle adaylar çıkaracağız ki belki bizimki de olur” dedi. seçildi.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fatih Altaylı’nın Youtube kanalına konuk oldu. Akşener, 2016 yılında gizli tanığın iddialarıyla ilgili olarak hakkında açılan FETÖ soruşturmasıyla ilgili şunları söyledi:

“8 klasörlük dosya var, hukuk katliamı var. Ne zaman açıldı biliyor musunuz? 17 Temmuz 2016’da yani darbeden 2 gün sonra açıldı. İddiaya göre o gece televizyonda ve sosyal medyada çıktım ve şöyle konuştu: ‘Umarım bu darbe başarılı olur, umarım Tayyip “Erdoğan da Menderes gibi olur” dedim. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dava açtı. Aradan bir süre geçti, Cizre’de tutuklu PKK sanığı yapıldı. Uzun uzun konuşacak olursak, hiçbir ismi hatırlamaması çok ilginç.FETÖ derslerine giden Meral Akşener, Fetullahçı Gülen’in parti kurma veya birilerini koyma arzusunun merkezinde yer alan kişidir. MHP’nin başındayım.Yani FETÖ’nün emrinde bir kişiydim.Bunu söyleyen PKK’lı beraat etti.Hakkında savunma kararı var.Ama PKK’lının ismi de aşağıda yer alıyor. Belgenin bazı kısımlarında Yağmur kod adından sonra gerçek adını öğreniyoruz.

Başkası rapor hazırlıyor. Kızgınken bildirmişti ama o raporda şöyle bir şey var. Sayın Tuğrul Türkeş’in, benim ve Sayın Süleyman Soylu’nun FETÖ üyesi olduğumuz ve hakkımızda soruşturma açılması gerektiği tezi var. Dokunulmazlığım olmadığı için ayrıldığım, diğer ikisinin ise dokunulmazlıkları olduğu için Meclis’e gönderileceği söyleniyor. Onlara ne yapıldığını bilmiyorum. Yani bütün bunlar saçmalıktır ve 5 dakikada öğrenilebilecek bir durum açık tutulmuştur. 2019 yılında aniden bir sır ortaya çıktı.

“BENİMLE SEYAHAT EDEN HERKES SORUŞTURULDU”

TBMM’nin görevlendirdiği bir kişi olarak Polonya’ya gittim ve o uçaktaki tüm yolcular hakkında vatandaşlık numaraları dahil soruşturma yapıldı. Daha kötü bir şey var. 2014 yılında eşim ve arkadaşlarıyla birlikte geziye çıkmıştık. Orada uçaktaki herkes araştırıldı. MASAK oğlumun, eşimin ve muhtemelen gelinimin her şeyini araştırdı. Daha da kötüsü 2018 yılında cumhurbaşkanı adaylığı sürecimde bana yardımcı olan herkes, örneğin 14 lira, 40 lira gönderen kişi detaylı bir şekilde soruşturuldu. Küçük bağışlar istendi. Adını anmayacağım Ergenekon’dan yargılanan iki asker kampanyaya yardım gönderdi. İçlerinden biri general. İkiniz de o dosyada ne yazdığını biliyor musunuz? Ergenekon Terör Örgütü Sanığı… FETÖ soruşturulurken yazılmıştır bu. Bütün bunlar 2019’da bitti. “Dava 2023’e kadar ertelendi.”

Altaylı, “Acaba Erdoğan’la anlaşma mı yaptı” şeklinde tezlerin olduğunu hatırlatınca Akşener, şunları söyledi:

“Ailem sürekli saldırıya uğradı. O zaman Tayyip Bey’le aynı fikirde değildim, şimdi niye kabul edeyim? Bana Başbakan Yardımcılığı teklif edildi. Bugün kabul edecek miyim? PKK’nın HDP üzerinden desteklenmesi, algıda bu daha etkili oluyor” Çünkü artık vatandaşlar şöyle demeye başladı: “Bu hanımın kaç yıldır açığa çıkan hiçbir şeyi yok, dokunulmazlığı yok? ‘FETÖ’cüyse tutuklansın’ meselesine gitti. Bu duruma çok üzüldüm. Zaten bu seçimde bana FETÖ’cü olmam sorulmadı. Ama dikkat edin ben 45 ilde mitingler yaptım ve çoğunluğuna tanık olsun diye Mansur Bey’le birlikte gittim. İkimiz de oradaydık. “PKK ve HDP’ye cevap vermemiz gerekiyordu. Kandil iddialarına cevap vermemiz gerekiyordu.”

“İKİ ARKADAŞIMIZDAN BİRİNİ ADAY GÖSTERECEKSEN BİZ VARIZ AMA DİĞERİNİ ÇEKİN. İKİ ARKADAŞIMIZDAN BİRİNİ ADAY ATAMIYORSANIZ İKİSİNİ de GERİ ÇEKİN DEDİM”

Akşener, 6’lı masada aday seçme sürecinin ertelenmesi ve masadan ayrılma sürecine ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi:

“İki yıl önce henüz masa yokken Sayın Fatih Erbakan’ın yeni kurulan partisi dahil tüm siyasi partileri ziyaret ettim. 4 kişi gittik. Sayın Cihan Paçacı, Sayın Koray Aydın, Sayın Uğur Poyraz ve ben Sayın Davutoğlu’na, Sayın Gültekin Uysal’a, Sayın Ali Babacan’a, Sayın Temel Karamollaoğlu’na bir soru sordum: ‘Sayın Kılıçdaroğlu aday olduğunu söylerse ne yapacaksınız?’ Oradan cevaplar aldım. Sonra bu gezi bittikten sonra Sayın Salim Ensarioğlu yanımıza geldi. Onu da alıp CHP’ye gittik. Orada Sayın Kılıçdaroğlu ve örgüt lideri Sayın Kuşoğlu, Sayın Sayın gibi arkadaşlar vardı. Oğuz Kağan Salıcı ve Selin Sayek Böke Hanım. Karşı karşıya oturduk şunu söyledim. Dedim ki; bu iki belediye başkanı siz genelkurmay başkanısınız. CHP’nin adayı, biz sadece destekledik. Size soracağım dedim. bir soru. Bu iki arkadaşımız morali bozulan seçmenin kendi tarafına geçip destekçisi olacağı bir duruma doğru gidiyor. Dolayısıyla bu iki arkadaştan birini aday gösterecekseniz biz buradayız. Ama başkasını geri alın. “İkisini de aday göstermeyecekseniz ikisini de geri çekin Kemal Bey, onların amiri sizsiniz” dedi. 5 biz, 5 onları, şahitlerle. Ben böyle olacağını düşünmüştüm. İmamoğlu Türkiye’yi gezdi, Sayın Mansur Yavaş’a büyük bir sevgi ve sempati oluştu.”

20 Ocak 2020’de yapmaya başladıkları il ve ilçe ziyaretlerinde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın isimlerini gittikleri her yerde duyduklarını belirten Akşener, “Aksaray’da, Niğde’de, Trabzon’da söylüyorlar. Bu giderek arttı. Hakkari’de “Mansur Yavaş söylendi” dedi.

“TEKLİFİMİZ HER TARAFIN GÜVENMİŞ OLDUĞU BİR ANKET ŞİRKETİNİ GÖSTERMEK, ARAŞTIRMA YAPTIRMAK VE SONUÇ VEREN KİMSE KABUL ETMEK OLDU.”

Akşener, 2 Mart 2023’te yapılacak Altılı Masa toplantısı öncesinde yaşananları şöyle anlattı:

“Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yanımıza gelerek aday hakkında ne düşündüklerini sordu. Ben de DEVA Partisi’ne bizzat giderek ne düşündüklerini sordum. Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde adayın nasıl aday olacağı konusunda yapılan toplantıda karar alınınca Seçilecekti, Genel Yönetim Kurulumuzdan da istedim, bunun için yetki aldım, bana verilen yetki, iki arkadaşımızın isimlerini çok öne çıkan, diğerlerinin söyleyeceği isimler doğrultusunda söylemem gerektiği yönündeydi. Ayrıca şunu da söyleyelim, teklifimiz her iki tarafın da güvendiği bir anket şirketi göstermek ve araştırmayı onlara yaptırmaktı ve sonunda kim çıkarsa onu kabul edecektik.

“YÖNTEMİM HAKKINDA KONUŞMAYI BEKLİYORUM”

Ben gittiğimde yöntem hakkında konuşmamızı bekliyordum. Ancak sohbet bir anda “Kim aday olmalı?” sorusuna dönüştü. İlk sözü Gültekin Bey’e verdiler. Gültekin Bey, Kemal Bey dedi. Daha sonra Ali Bey’e verildi ve ‘Kemal Bey’ dedi. Sayın Temel, ‘Sn. Kemal’. Sayın Davutoğlu da “Sayın Akşener aday olmadığına göre Kemal Bey adaydır” dedi. Sıra bana geldiğinde böyle bir yetkiyi almadığımı söyledim. Bunu doğru bulmadığımı söyledim. Türkiye’yi iki kez dolaştım, bu iki arkadaşımız babamın oğulları değil, onları meşhur eden, aday gösteren, seçen ben değilim. Müfettiş CHP’li ama gittiğim her yerde bu tarz şeyleri gördüm. Bu benim yetkimdir diyerek yöntemimizi önerdim. Bunu söylediğimde sanki gökyüzüne bakıyormuşum gibi bir his oluştu. Ardından Sayın Kılıçdaroğlu şunları söyledi; ‘Meral Hanım imza atmazsa imzalamasın, 5’imiz imzalayıp gidelim.’ Ben de dosyamı aldım; ‘Peki o zaman, başarılar dilerim’ dedim.

Sonra beni durdurdular ve dediler ki; “Madem böyle bir yetki aldınız, o zaman Sayın Kemal’i partinize götürün.” Şimdi bu öyle bir duygu ki bunu çok dürüstçe söylüyorum. Bir yanda içi titreyerek bize bakan kızınız yaşındaki çocuklar, diğer yanda oğlum 82 doğumlu, o yaş grubundan bıkmış gençler. … Bir yanda içinizde bambaşka bir şeyler oluyor, yani ortada bir şeyler olduğu çok açık, doğru yönetilemeyen bir sistem var. Ben de ‘tamam’ dedim. O meşhur kağıdı imzalayıp çıktım, geldim ve hemen arkadaşlarımla buluştum. Olanları onlara anlattığımda arkadaşlarımız çok sert tavır aldılar. “Biri daha yumuşak, biri daha sert olmak üzere iki konuşma hazırladım ve sizin fikrinize göre yapacağımı söyledim. O oylamada ‘Kesinlikle o masaya dönmeyeceksin’ denildi. Sadece bir arkadaşımız ‘Bunu bu kadar sert yapmayalım’ dedi. Bahadır Erdem’di.”

“CHP’Yİ DESTEKLEYEN VE KENDİNİ MUHALEFET OLARAK DİYEN MEDYA AYNIDIR”

Akşener, 3 Mart’ta İYİ Parti aracılığıyla medyada çıkan haber ve iddialara ilişkin şunları söyledi:

“Aliya İzzetbegoviç’in bir sözü var: ‘Ne zaman ölürüz? Savaşı kaybettiğimizde değil. Düşmanımıza ya da rakibimize benzediğimizde.’ Ne gördüm biliyor musunuz, yandaş medya ile CHP’ye destek veren kendini muhalif ilan eden medya aynıydı.Sayın Ekrem İmamoğlu’nun yanında Saraçhane meselesinde de aynısını yaşadım.Böyle bir çirkinlik görmedim. 28 Şubat’ı yaşadım, o dönemin medyasıyla aramız bozuktu: “Hiç kimse benim şerefime, haysiyetime, aileme aykırı bir şey söylemedi. Ama bu süreçte şunları gördüm. Tayyip Erdoğan’la anlaşma yaptı diyebilirsiniz, o başka bir şey ama ‘yanlış anladı’ dediler. Seçilen sözcüklerdeki pislikten bahsediyorum.”

Masaya dönme sürecini anlatan Akşener, “Pazar akşamı iki belediye başkanı yanıma geldi ve seçenekler onlardan geldi. Bu iki belediye başkanına yardım etsin diye öneren ben değilim, yanlış anlaşılmasın. Ben Bunu kabul ettim ve tek şartım şuydu: Kemal Bey’in bu konuda bilgisinin olduğunun ispatlanması gerekiyordu.” “Ertesi gün bu öneriyi arkadaşlarıma anlattım. Rıdvan Uz, Tolga Akalın, Bilge Yılmaz ve Ümit Dikbayır dışında herkes bu fikre evet dedi” dedi.

“DIŞARIDA ON BİNLERCE İNSAN HEYECANLI AMA MASA OLANLARIN TEDAVİ HAKKINDA BİLGİ OLMADIĞINI ÖĞRENDİM”

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş ile otelde görüştüklerini ve iki belediye başkanının icracı ve yetkili belediye başkan yardımcıları olduğunu doğrulayan Meral Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Buradan çok korkutucu… Gittim, dışarıda heyecan içinde onbinlerce insan vardı ama masadakilerin bundan haberi olmadığını öğrendim. Kağıdı imzalayacağımızı ilk söylediğimde Temel Bey şöyle dedi: ‘Biz ne yapıyoruz?’ Sonra Ali Bey ‘Böyle bir şey olamaz’ dedi, ben de şaşırdım. Sonra durumu anlattım. Kemal Bey’in teklifini anlattım. Otelde teyit ettiğimizi ve bu teklifin CHP’den geldiğini söyledikten sonra, Ali Bey bana dönüp tekrar dedi ki: ‘Peki bu teklif size CHP’den mi geldi?’ Evet dedim. ‘Bir arkadaşımla buluşayım’ dedi. Gidip arkadaşlarıyla bir saat konuştu ve ‘Kabul etmiyorlar’ dedi. Ben de ‘Tamam o zaman boş ver, ben hazırım. Hadi, benim adıma teşekkür ederim’ dedim. Sayın Davutoğlu devreye girdi, orta yol bulundu, o gün bunları nasıl açıklayacaksınız, kazanmak istiyorsunuz.

Bu iki arkadaşımızın yürütme ve yetkili başkan yardımcıları olacağını, bizim de danışma kurulu olacağımızı düşündüm. Ancak Ali Bey’in zaten böyle bir haberi yoktu. Sonunda oradan çıktık, bu kararın arkasında durdum ve 45 ilde mitingler yaptım. Asla kabul etmeyeceğim bir şey var. Yazık, arkadaşlarıma günah oluyor. UYG Partisi’nin üyeleri gerçekten çalıştı. Oyların yaklaşık yüzde 10’u alındı. Hepsi toplanırsa Kemal Bey’in oyu çıkıyor. Halkımız oy verdi. Seçimlerden önce oyumuz 17 ise 7 puan partimize, 15 ise 5 puan partimize gitti. Seçmenlerimiz bizi cezalandırdı.

“KEMAL BAY DEDİ, 60 MİLLETVEKİLİ VERELİM, BİRLİKTE GİRELİM. DEDİM MÜMKÜN DEĞİL, AYRI AYRI GİRECEĞİZ”

Akşener, “Pişman mısın?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Yaptığım her şeyin arkasındayım. Dikkatli olun, denize atın, balık tutmayı bilmiyorsanız iyi adam bilir. Samimi olduğumu biliyorum. Hesap yapmadığımı biliyorum. Benim hakkımda mesela Sayın Kemal seçimden önce evime geldi ve ’60 milletvekili verelim, sizinle ortaklığa girelim’ dedi. ‘Mümkün değil, yapamayız, ayrı ayrı gireceğiz’ dedim. “Ben bu partiyi bunun için kurmadım; bedelini ödedik. Evime baskın yapıldı. Arkadaşlarımın çocukları kovuldu. Bir iddiayla yola çıktık. Ben de ‘Öncelikle bu sistemi değiştirmek konusunda ittifak işi içerisindeyiz ama bu mümkün değil, yapamayız’ dedim.”

“KAYBEDEN BİZİZ, KAZANAN SAYIN ERDOĞAN DEĞİL”

İYİ Parti’yi 14 Mayıs seçim sonuçlarına ilişkin değerlendiren Meral Akşener, şunları söyledi:

“Başardık mı? Hayır. Başarısız mıyız? Yüzde 100 başarısızız, yok olmadık. Seçmen bizi gözden çıkarmadı. Yüzde 10’luk potansiyelimiz durdu. Buna uymak zorundayız. Sonuçta kaybettik. Kazanan Sayın Erdoğan değil, kaybeden biziz. Bu mağlubiyetin kazananı biziz. Elbette hepimiz sorumluyuz. Ben hiçbir zaman ‘Diğer 5 partinin suçu var’ gibi bir şey söylemedim. Sayın Kılıçdaroğlu suçludur’. Biz bu işin hep ortağıyız, sonunda başaramadık. Bundan ders almamız lazım.”

“KİMSEYE GARANTİ DEĞİLİM. O İKİ UNSUR PROTOKOLÜNDEN HABERDAR DEĞİLİM”

Ümit Özdağ ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında seçim sonrası ortaya çıkan 2 maddelik protokol hakkında bilgisi olmadığını belirten Meral Akşener, “Bir yanda düşman Meral Akşener, diğer yanda güvenilmez Meral Akşener ama Sayın Özdağ’ın da aralarında bulunduğu CHP’li milletvekillerinin benim sözlerimle temize çıkarılmaya çalışılması da çok ilginç. Herkes.” “Ben o iki maddeli protokolü bildiğimi iddia ederek temize çıkmaya çalışıyor. Ben kimseye kefil değilim. Çok açık söyleyeyim, o iki maddeli protokolü bilmiyordum. Ama bu çok vahim bir şey. Bizim için ‘Başka nerede protokol yapıldı’ deniyor” dedi.

“İTTİFAK SİSTEMİ TÜRKİYE’YE BÜYÜK ZARAR VERİYOR”

İYİ Partililerin HDP üzerinden hakarete uğradığını belirten Akşener, seçim sonrasında elde ettikleri sonuçları şu sözlerle dile getirdi:

“Geldiğim nokta şu; kutuplaşmayla Türkiye’ye dayatılan 50 artı 1 ittifak sistemi Türkiye’ye büyük zarar veriyor. Onun için biz bundan sonra bu ittifak sisteminin içinde yer almamakta kararlıyız.”

İYİ Parti Ankara Milletvekili Adnan Beker’in “6 parti bir araya gelse bakanlık heyeti oluşturamayız” sözlerine ilişkin Akşener, şunları söyledi:

“Son dönemde ortaya çıkanlarla ilgili arkadaşlarımız arasında büyük bir hayal kırıklığı ve öfke var. Mesela Adnan Bey sahada çalışırken kendilerine ‘Ordan temsilci atayamazlar, İYİ’ye oy vermeyin’ denildi. Parti.’ DEVA Partili arkadaşımız İdris Şahin’in de ‘Bunlara oy vermeyin, buraya oy verin. Çıplak gözle görülemeyecek şeyler oldu. Beni ve DÜZGÜN Partisi’ni birbirine düşman ederek,’ dediğini anlattı. Sayın Kılıçdaroğlu’na AK Parti içinden bizim aracılığımızla gelebilecek oylar engellendi, bu da oldu, “Kase tutuldu.”

“İSTANBUL VE ANKARA DAHİL HER YERE FARKLI GİRMEYECEĞİZ…”

Meral Akşener, yerel seçimlere ilişkin işbirliği görüşmelerine ilişkin şunları söyledi:

“Arkadaşlarımız bana şunu söyledi: ‘Bizden aldığınız yetkiyle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarını Cumhurbaşkanlığı adayı olarak gösterdiniz. Sonra aradınız. Hiçbir arkadaşımız kabul etmedi. Biz de aday gösterebildik.’ İçlerinden biri aday olduğunu söyleseydi giderlerdi. Kararlılık başka şeydir. Kısaca Kelamdaki arkadaşlarımız diyor ki bu arkadaşlar milletin sesini değerlendirmediler. Onları eleştirmenize gerek yok. Onları övebiliriz, sorun değil ama her yere farklı gireceğiz. İstanbul ve Ankara dahil. Ben de. “Ben de buna katılıyorum. Şimdi bunu Genel Yönetim Kurulumuz’a getireceğim.”

“İTTİFAK POLİTİKASINA KESİNLİKLE KARŞIYIM. BU İNSANLARI KUTUPLUŞTURUYOR.”

Akşener, İYİ Parti’nin 26 Ağustos sonrasında özellikle medya aracılığıyla elini kaldırmak için ayrı seçim çağrısında bulunduğu iddialarına ilişkin şöyle konuştu:

“O fotoğrafta ortaya çıkan şu; bu tavırla askere gidiliyor, çabuk izin alınıyor. Bugün ne annem ne de babam prestijiyle kalmaz. Ben buna hazırım. Herkes istediğini yapabilir. Bu ittifak politikasına şiddetle karşıyım. İnsanları kutuplaştırıyorlar. Tüm seçim boyunca yoksulların sorunlarını konuşamadık, emeklileri konuşamadık, mültecileri konuşamadık. Hiçbir şey konuşmuyoruz.”Biz PKK’lı değiliz, Kandil bize destek vermiyor. ‘Bunu söyleyen şerefsizdir, şerefsizdir’ diye dolaştık. Benim 2018 yılında FETÖ nedeniyle düştüğüm duruma biz de düştük. Elimizi kaldırmıyoruz kardeşim, hiçbir şey istemiyoruz.

“KURULUM AYARLARIMIZA DÖNÜYORUZ.”

Biz bu partiyi üçüncü yol olsun diye kurduk. Yani iki yumruğun ortasında kalan Türkiye’yi bu tahterevalli sistemden çıkarmanın bir yolu, yeni bir soluk olsun diye kurduk. Bunu milletimize anlatacağız. Kabul ediyor, etmiyor. Kendisine saygımız sonsuzdur. Ancak bu sıkışmışlığın milletin basiretini bozduğuna inanıyoruz ve aslında artık kuruluş ortamlarımıza dönüyoruz.”

“81 İLDE ADAY BELİRTECEĞİZ”

Akşener, “Altılı masada eski ortağınızın partisinin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesini göze alır mısınız?” sorusuna yanıt verdi. “Hepsini riske atıyoruz. O kadar aday göstereceğiz ki belki bizimkiler seçilir. Mesela İzmir’de ‘CHP ceketini çıkarırsa seçilir'” dedi. Bir görüş var. Ümit Özlale şu anda çalışıyor. Kendisi de aday olduğunu bize söyledi. Bugün buradan duyuruyorum. Daha dün Bursa’da bir ilçe başkanını belediye başkan adayı olarak açıkladık. Başta Bursa olmak üzere tüm ilçelerde aday göstereceğiz. Mesela, “Antalya’da bir arkadaşımız yanıma geldi ve ‘Ben aday olmak istiyorum’ dedi. ‘Çalışın’ dedim. Şu anda çalışıyor. Eskişehir’de genç bir arkadaşımız var, göreceğiz. 81 ilde aday göstereceğiz” yanıtını verdi.

Altaylı’nın, “‘İstanbul’da 5 alırsak 10 alırsak aday göstereceğiz, Ankara’da 5 alırsak 10 da alırsak aday göstereceğiz’ diyorsunuz” diyen Akşener, “Evet bunu Türkiye’ye getireceğim” dedi. GİK. Arkadaşlarımızdan aldığımız geri dönüşler bunlar.” “Bu benim de görüşüm. GİK’ten geçtiği anda nihai karardır” dedi.

“İSTANBUL’U ALANANLARIN TÜRKİYE’Yİ ALAMAYACAĞINI ÖĞRENDİM”

Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:

“2019’un kimseye bir faydası olmadı. 2019 bizim teklifimizdi. Bunu yaptık demiyorum. O perişan seçmeni ayağa kaldırmak için bir teklifti ve sonuçta her şeye uyduk. Ben siyasetçilik yaptım. 30 yıl boyunca müzakere etmeye çalışsam ne olur? Hiçbirini yapmadık, o yüzden “Ben istemedim. Ama şunu öğrendim ki İstanbul’u alan Türkiye’yi alamaz. Yerel seçimlerdeki başarı bize Başkanlık getirmedi. Buradan çıkardığım ders budur.”

“HAYIR DEDİK AMA NET VE RENKLİ BİR CEVAP VERDİK. ORTAYA ÇIKIYORLAR VE KAÇIYORLARDI”

Akşener, yerel seçimlerde her partinin kendi adaylarıyla öne çıkma daveti ve Devlet Bahçeli’nin yerel seçimlerde GÜZEL Partisi’ne komşuluk çağrısıyla ilgili şunları söyledi:

“Sayın Bahçeli’nin komşuluk davetine hayır diyerek kibar ve nazik bir şekilde cevap verdik. Ancak başta Semih Yalçın olmak üzere herkes gösteri yaptı ve küfretti. Ben herkesi ayrı ayrı davet ettim. Önce Sayın Bahçeli gireceğini söyledi. Dikkate alınmasın, saygılarımla, birlikte girebilirler.” Bugün Sayın Erdoğan, ‘Biz birlikte iyiyiz, birlikte gireceğiz. İlişkileri gerçekten ilginç, bir yandan da rasyonelliği var. Öte yandan birbirlerine yakınlar.’

“HAKAN FİDAN SAYINI VE HULUSİ AKAR SAYINI ARADIM, ARAŞTIRDILAR VE BİLGİ VERDİLER”

Ümit Özdağ’la yeniden bir araya gelmenin veya iki partinin bir araya gelmesinin mümkün olup olmadığı sorusu üzerine Akşener, şunları söyledi:

“Ümit Bey’in çıkış saatini tam anlayamadım. Buğra Kavuncu’yu FETÖ’cü olarak nitelendirdi. Daha sonra Hakan Fidan Bey ve Hulusi Akar Bey’i aradım, araştırdılar, böyle bir şeyin olmadığını söylediler. O da suçlandı. Enver Altaylı aracılığıyla. Bildiğiniz gibi Enver Altaylı Buğra Kavuncu’nun amcasıydı, bunu herkes biliyor. Ama ilginç olan şu ki Enver Altaylı ile Özdağ Bey’in ailesi de çok yakın. Her zaman bunun sebebinin Enver Altaylı olduğunu söylüyorlar. Münih’e okumaya gönderildiği için akraba gibidirler.Dolayısıyla bu durum Enver Altaylı gibidir.Ümit Bey’in varsa kabahatlerini paylaşmayacağı gibi Buğra’yı da karıştırmayacaktır.

“HAYATIMDA ÇOK ŞANTAYA VE TEHDİTLERLE KARŞILAŞTIM AMA HİÇ YAPMADIM, ÖLMEK DAHA İYİ”

Hayatımda birçok kez şantaj ve tehditle karşılaştım ama bunu hiç yapmadım, ölmeyi tercih ederim. Mesela İstanbul’da ilk kez Ahmet Hakan’ın programına çıkmadan önce Sayın Özdağ Lütfü Türkkan ile konuşmuştu. Daha sonra Lütfü Türkkan beni aradı ve şöyle dedi; ‘Ümit Bey beni ara, televizyona çıkmayacağım diyor.’ Ve dedim; ‘Bildiğini söylemiyorsa adam değildir, söyler.’ Daha sonra Murat Ağırel aradı, Area’nın sahibi Murat Karan aradı. Onlara, ‘Ben programa çıkıp konuşmayacağım, beni arayın’ dedi. Hatta CNN Türk’te stüdyodayken onu aramam için beni aradılar. Daha sonra çıkıp Buğra Kavuncu’ya yeniden FETÖ’cü dedi. Daha sonra zaten dava açıldı. Mahkemede ‘Ben böyle bir şey söylemedim’ dedi. 20 bin lira tazminat cezasına çarptırıldı.”

Yerel seçimlere tek başına giremezse ne yapacağı sorulduğunda Akşener, şunları söyledi:

“Bütün sorumluluk bana aittir. Bedelini ödeyeceğim. ‘Tayyip Erdoğan yanıldı’ diyenler dahil herkes istediğini söyleyebilir, umurumda değil. Biz bu partiyi CHP’li adayları seçtirmek için kurmadık. “

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu